IMKNSIZIMA
Seni sevmek mi beni mahveden
Uykusuz gecelerim mi aklımdan çıkmamana neden
Vazgeçmek isterken o en güzel anılarımız mı?
Beni sana kopamamak üzere bağlayan…
Şimdi hangisi elle tutulur
Hangisi yerden yere vurulur
Hangisi benim için seçilir
Hangisi sen için vazgeçilir…
Sevmek midir bu yoksa aşk mı?
Bazı şeylere gözü kapalı karar verdiren
Yoksa kaderin oyunumu
Bizi bütün bu iç bulandıran hallere sürükleyen
Bir bataklıkta kalmışçasına
Her çırpınışımızda biraz daha battığımız
Ve batacağımızı bile bile bize mantıklı gelen çırpınmalarımız…
Her şeye rağmen bir umudumuz vardı
Sesimizi (feryadımızı) duyan olacaktı
Son nefesimizde birisi çıkagelecekti…
Hep bu asılsız beklentiyle avuttuk ya birbirimizi
İşte sevmekle her şeyin üstesinden gelinmiyor bazen
Bazen eline koluna öyle bir zincir vuruyor ki felek
O bataktan çıkmak için yatığımız her hamle
Biraz daha batarak sonuçlanıyor…
Neydi bizim günahımız
Neydi bizi birbirimizden koparmaları için yaptığımız
Delice sevmek sevilmek miydi?
Her şeyi iyiye yorup oluruna bırakmak mıydı?
Ya da ne olursa olsun
Aşkımızın ölümsüz olduğunu düşünmek miydi?
...
Şimdi hangi suçumuz ağır basıyor
Bu kaybettiğimiz aşk oyununda
Kader neden hep istemediğimiz
Senaryoyu oynatıyor hayatımıza
Yoksa biz hayattan olmayacak şeyler mi istiyorduk;
Dileğimiz mutluluktu. . .olamayacak mıydık?
Dileğimiz kavuşmaktı. . .kavuşamayacak mıydık?
Dileğimiz ölene dek beraber olmaktı,
Yoksa buda mı olmayacaktı...
Ah... !
Beynimizi bulandıran bu sorular
Keşke hepsinin cevabı istediğimiz gibi olsaydı,
Keşke bu soruların hiç lüzumu olmasaydı sorulmaya
Ama çok geç her şey için,
Gelecek zaman için bile çok geç artık...
Uykusuz gecelerimde düşünüyorum da
Biz nerede yanlış yaptık diye
Ya da şöyle mi sorsam bulanık beynime
Biz bu kadar ağır ceza için ne yaptık_?
Bu sorulara da istediğimiz gibi cevap yok işte
Bu yüzden uyumadan geçiyor ya her gece...
Yarım yamalak uykularımı bölüyorsun
Rüyalarıma girerek
Ve sol yanıma o sızıyı bırakıyorsun
Gene aklıma düşerek...
Hayatımızdaki her saniye neden hep acıtarak geçiyor
Senin çaresiz evlenip gidişin,
Benim çaresiz bu evliliği seyredişim
Kimsenin bizi anlamaması...
Aslında on numara cinayet sebebi bütün bunlar
Ve acımasızca elimi kolumu bağlayanlar
İntihara sebep mi arıyorsun
İşte ortadalar...
Ama ne olursa olsun buda çözüm değil işte
Hayatta kalıp bazı şeylere katlanmak gerekiyor
Acı da olsa,
Yakıcı da olsa,
Çekilmezde olsa...
Oysa hayata dair ne hayallerimiz vardı
Unutulması imkânsız en güzel aşkı yaşamıştık;
Hani senin çekilmez ama tatlı kıskançlıkların…
Olmadık şeylere küsmelerin ağlamaların…
Ve her şekle girip seni teselli etmelerim…
Gözlerine sebepsiz dalıp gitmelerim…
Utanarak gözlerini kaçırmaların…
Masadaki peçeteyi paramparça edişin…
En sevdiğin oyuncağını hediye edişin…
Kaçamak arka mahalle buluşmalarımız…
Gizli saklı telefon görüşmelerimiz…
Ara sıra Murat’a yakalanmalarımız…
Cuma ders çıkışı pastane sohbetlerimiz…
...
Şimdi soruyorum bunların hangisi unutulur
Hangisi basit bir eşya gibi rafa kaldırılır
Bazen düşünüyorum da keşke hiç sevmeseydim seni
Keşke hiç sevmeseydin beni
Hiç yaşamamış olsaydık bütün bunları
Şimdi kendimi içkiyle avutuyorum
İyi bir şey yapmadığımı biliyorum
O gece unutturuyor seni, yaşadıklarımızı
Ama sabah her şey yine aynı oluyor
Buda daha bi koyuyor her seferinde
Şu an sabahı hatırlıyorum ve içimi sızlatıyorum
Çünkü sabah kalktığımda
Diğer sabahlardan farkı olmayacak...
Biz nedense her olumsuz şartta bile
Aramızdaki irtibatı koparmadık, koparamadık
Şimdilerde olduğu gibi
Ama bu seferki olumsuz şart sonuncusu galiba
Çünkü başkasıyla evlenmenden daha kötü şart olamaz sanırım
Sanırım her türlü acıyı fazlasıyla tattık
Şimdi biz hangi limana gidiyoruz
Sadece ufuk çizgisi görünen bir ummanın ortasında
Kürekleri bile olmayan köhne bir sandaldayız
Ne yöne gideceğimizi bile bilmiyoruz...
Ve yine her zamanki gibi
Herkese ve her şeye rağmen
Bir umudumuz var
Yine de bilmiyorum böyle nereye kadar
Kim bilir belki de hayırlısı bu
Hep dilediğim gibi
Ama
Her şey yine acı, yine yakıcı…