Pusuya Düşer Aşk
Onursuzluğun çıkmazında pusuya düşer aşk
Asılı kaldığından en olmayacak yerinde aşk(ın)
Sıvıları dökülmüş bir sabaha uyanır
Yetim çocuk yüzü taşıyan kadın
Ebruli bir sessizliğe açılırken penceresi
Kanatırcasına siler vücudundan
Aşkın bıraktığı kumral izleri
Yaralı bir atın vurulmaya gidişi gibi
Dilsizdir kadın
Konuşamaz
Susar söylencelerini
Düş akışıdır gözleri
Bekleyişin görünmez gecesinde
Dönemez / bir anahtar olup
Yaşamın kilidinde
Her dem artar / bakışlarını ıslatan yağmur
Tutunamaz / kalakalır
Kopmuş zaman şeridinde
Böylesi bir yenilgiyi / kabullenemediği için
Büyür yüreğinde susturamadığı kin
Saplanır yaşamına bir cehennem suskunu
Ateş kendini yakmaz
Yıkamaz kendini su
Ağlar gecelerce / yetim çocuk yüzlü kadın
Gök / dolu / su
Yer / dolu/ su
Aydan Yalçın(Çam)...